16 Kasım 2012 Cuma

ETKİNLİK

BULMACA
Bir insanın doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı niteliklerdir.
- Kişilik
İçgüdüler iştahlar istek ve ihtiyaçları içerir.
- İd
İnsanın duygusal , hayal ve davranışsal özelliklerinin tümüdür.
- Mizaç
Bireyin davranışlarını kontrol edendir.
- Süper ego
İç ve dış hayatın düzenleyicisidir.
- Ego
Yaşama var olmaya hizmet eder.
- Fizyolojik
Kulüp arkadaş grubu kurulmasında etkilidir.
- Birleşim
Kişiye özgü davranışların bütünüdür.
- Karakter
Başarılı ve üstün kişi olmaktır.
- Saygınlık
Yaşantılar sonucu meydana gelir .
- Sosyal
İnsanın gelişimi için gerekli koşulların eksikliğidir.
- İhtiyaç
BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE PROJE İLİŞKİSİ
Araştırma, bilimsel yöntemin kullanılması sonucunda bilimsel bilgi üretmeye yarayan bir çalışma olduğu için bilimin vazgeçilmez aracıdır. Bilimsel bilgi araştırma ile üretilebilir. O halde denilebilir ki, bilim araştırmanın hem sonucudur, hem de sebebidir.Tecrübe rastlantısal olarak karşılaşılan olaylardan kazanılırken,araştırmada verilen sistemli ve kontrollü elde edilip yorumlanır.

Çevrenizde Gerçekleştirilen Proje

KAĞITHANE AÇIK HAVA MÜZESİ

Kağıthane halkına ve ilçe kültürüne, dünyanın en gözde şehirlerinden olan İstanbul’un şehir tarihine sunulmuş bir katkı olarak Kağıthane Açık Hava Müzesi, 80 envanter belgesine kayıtlı toplam 141 parça tarihi eseri barındırmaktadır.Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait bu eserler, yer yer hafriyat kamyonlarından üzerinden toplanmış, bazen inşaat temel kazılarında bulunmuş, bazen yol düzenleme ve alt yapı çalışmaları sırasında günışığına çıkmıştır.Kağıthane Belediyesi önündeki bahçede düzenlemesi ve sınıflandırması yapılarak bilgi levhaları konulan Kağıthane Açık Hava Müzesi Kültür Bakanlığı tarafından Mart 2007’de tescil edilmiş, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü Envanterine kaydedilmiştir. Statü olarak İstanbul Arkeoloji Müzeleri arasında yerini alan Kağıthane Açık Hava Müzesi’nde çeşitli saraylara ait sütunlar, yapı parçaları, farklı dinlere ait mezar taşları ve mezar kapakları, çeşme kitabeleri, Sadabad çağlayanlarına ait mermer kaskadlar, üzerine bilgi ve tarih nakşedilmiş nişantaşları gibi bir çok eser yer almaktadır.Sözkonusu çalışma ile eserlerin, hafriyat kamyonlarında belirsizliğe gitmesi engellenmiş, bu karanlık gidiş, çocuklarımız için aydınlık bir ışık hüzmesine çevrilmiştir. İstanbul’un tüm ilçelerine örnek olması temenni edilen Kağıthane Açık Hava Müzesi örneği, bölgede yaşayanların tarih bilincine katkı sunmaktadır.

Ülkemizde Gerçekleştirilen Güncel ve Önemli 3 Proje

TEMA MEŞE PROJESİ 
Ortak girişimlerle daha kalıcı ve uzun vadeli çözümler elde edileceğine inanan Arçelik AŞ, 2007 yılında TEMA Vakfı'nın tüketicileri su tasarrufu konusunda bilinçlendirmek, teşvik etmek ve bireysel çabaların su tasarrufundaki önemini göstermek amacıyla başlattığı “Suyunu Boşa Harcama” kampanyası kapsamında katkılarını, “TEMA Meşe Projesi”ne verdiği destekle sürdürmüştür Dünyanın en az su harcayan bulaşık makinelerini üreten Arçelik AŞ “Suyunu Boşa Harcama” kampanyası dahilinde gerçekleştirilen meşe bağışı projesine verdiği destekle de tüketicilere çevre konusundaki duyarlılığını ve kararlılığını bir kere daha göstermiştir.

ENVER PROJESİ SPONSORLUĞU

2008 yılında Enerji Verimliliği Projesi (EnVer) Sponsorluğu gerçekleştirilmiştir Bu proje, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı enerji verimliliği hakkında kamuoyunda bilinç oluşturmak amacıyla başlatılmış bir projedir TV reklamı ve basın ilanında "Bir Yılda Bir Keban" mesajı verilmiş, Arçelik AŞ'nin projeye destek olduğu tüketiciye iletilmiştir

EREZYON BELGESELİ
TEMA Vakfı'nın hazırladığı, Arçelik AŞ'nin sponsorluğunu yaptığı "Erozyon Belgeseli" sayesinde, ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan "Erozyon" ile ilgili olarak Türkiye'nin bu sorun hakkında bilgilenmesi, bilinçlenmesi ve önlem alması yolunda önemli bir kaynak ortaya çıkmıştır
Bu anlamda yapılan ilk çalışma olan Erozyon Belgeseli, çeşitli televizyon kanallarında yaygın gösterimi ile ilköğretim okulları arasında çevre mücadelesinin eğitici ve öğretici materyalleri arasında önemli bir yer almıştır 

DEPREM

DEPREM ÖNCESİ
-
Eşyaları sabitlemek
- Deprem çantası hazırlamak
- Depremden korunmanın yollarını öğrenmek
- Depreme dayanıklı ev bulmalıyız 

DEPREM ANI 
-
Sakin olmalı ve paniğe kapılmamalıyız
- Ellerimizi başımızın üstüne kenetlemeliyiz
- Masanın veya sıranın altına girmeliyiz
- Kolay devrilecek eşyalardan korunmalıyız 

DEPREM SONRASI 
- Deprem bölgesinden uzaklaşmalıyız 
- Psikolojik destek almalıyız
- Sağlık kuruluşlarına gitmeliyiz
- Paniğe kapılmamalıyız 

5 Kasım 2012 Pazartesi

RUH SAĞLIĞI ÖNEMİ VE TANIMI


Dünya Sağlık Örgütüne göre: "Sağlık; bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halidir." Freud'a göre ruh sağlığı sevmek ve çalışmak olarak tanımlanır. Ruh sağlığı iyi olan bireylerin genel özellikleri:

1- Kendini ve çevreyi gerçekçi bir biçimde algılayabilen ve değerlendirebilen, kendine güvenen, saygı duyan ve seven ve kendisi ile barışık olan,
2- Aynı şekilde başkalarını da anlayabilen, seven ve sayan, çevresine gerçekçi biçimde güvenen, kişiler arası ilişkilerden doğum sağlayabilen, gerektiğinde onlara ilişkin sorumluluklar yüklenebilen,
3- Yaşadığı toplumun kültürel, sosyal ve ekonomik normlarına uyabilen, uymadığında çevreyi rahatsız etmeden bunu çözmeyi başarabilen,
4- Yaşama hevesi ile yaratıcı olabilen, kendisi için uygun planlamalar yapan, uygun amaçlar belirleyen, onlara esnek olarak eğilebilen,
5- Başarısızlıklarını, düş kırıklıklarını yani sınırlı yetilerini olumlu biçimde kabul edebilen, problemlerini çözümleyebilen,
6- Değişen durumları değerlendirebilen, yani seçenekler sunabilen, kendisi ve çevresi için en yararlıyı seçip uygulayabilen,
7- Yeniliklere açık olan, farlılıkları anlayışla karşılayan, esneklik ve saygı gösterebilen,
8- Gerektiğinde çevreyi biçimlendiren, biçimlenmiş çevreye uyum sağlayabilen,
9- Tutum ve davranış eylemleri ile kendisine ve çevresine rahatsızlık değil huzur ve neşe verebilen,
10- Karşı cinsle anlaşmada saygı ve sevgiye dayanabilen; heteroseksüel ilişki kurup onu sürdüren, kendisine ve eşine doyum sağlayabilen,
11- Güncel olaylardan zevk alabilen, yaptığından tat alan; gerektiğinde üzülebilen, sevinebilen,
12- Uygun yer ve zamanda gereken kişilere bilgi, duygu, düşünce, inanç ve tutumlarını aktarabilen
bireyler ruhsal açıdan sağlıklıdır.
Kavrayışta, sevgide, çalışmada, başarmada ve eğlenmede yeterli olan kişi ruh sağlığı iyi olan kişidir.
Ruhsal yönden sağlıklı yaşama yollarını geliştiren, ruhsal problemleri oluşmadan önleme yollarını gösteren bilgi koluna "Koruyucu Ruh Sağlığı", ruh hastalıklarının nedenleri, belirtileri, çeşitleri ve tedavisiyle uğraşan bilim dalına da "Psikiyatri" denir. Psikiyatristler; 6 yıllık tıp fakültesini bitirdikten sonra 5 yıl ruh sağlığı ve hastalıkları alanında uzmanlık eğitimi görürüler. İlaç yazma yetkileri vardır. Psikologlar; 4 yıllık psikoloji bölümü mezunudurlar ve ilaç yazma yetkileri yoktur.
Ruhsal durum ve beden bir bütündür ve iç içe geçmiştir. Örneğin utandığımızda yüzümüz kızarır, heyecanlanınca kalbimiz hızlı çarpar. Birçok ruh hastalığında bedensel hastalıklarda olduğu gibi ağrı, uyuşma, halsizlik, kasılma, felç, körlük gibi belirtiler görülebilir.
Yaşam Dönemlerine Göre Ruh Sağlığıyla İlişkili Sorun Alanları:
  • Doğum öncesi, Doğum, Doğum sonrası dönemi
  • Okul öncesi ve Okul çağı
  • Gençlik dönemi
  • Yetişkinlik dönemi
  • Yaşlılık dönemi
Doğum Öncesi, Doğum, Doğum Sonrası Dönemi
Akraba evliliklerinden kaynaklanan genetik sorunlar nedeniyle şizofreni ve madde bağımlılığı gibi bozukluklara yakalanma riski artar. Doğum öncesi ve sonrasında beslenme yetersizlikleri, bilgisizlik ve fakirlikten dolayı oluşan enfeksiyonlar sonucu zeka geriliği ve epilepsi gibi hastalıklar sık görülür.
Okul Öncesi ve Okul Çağı
Aile içi, yuva ve okuldaki yetiştirme ile eğitim kusurları çocuk ruh sağlığı için önemli sorun alanlarıdır.
Gençlik Dönemi
Niteliksiz eğitim koşulları, gelecek kaygısı, spor alanlarının ve serbest zaman etkinliklerinin kısıtlılığı gençler için önemli stres kaynaklarıdır.
Yetişkinlik Dönemi
Ekonomik sorunlar, iş olanaksızlıkları ve sosyal güvence eksiklikleri olumsuz etkiler oluşturur.
Yaşlılık Dönemi
Yaşlı nüfusun hızla artması, aile içi değersizlik ve yük olma kaygıları ve bakım-beslenme sorunları sayılabilir.

FOTOĞRAF MAKİNESİNİN İCADI

Bugün birkaç saniyede poz verip çektiğiniz ,banyosu son derece kolaylıkla yapılan, gerekirse tez zamanda büyültülüp istediğiniz boyutta kopyası elinize verilen fotoğrafın, aslında yüz yıllarca süren deneme ve çalışmaların sonucu olduğuna inanmak gerçekten güçtür. Aslında, fotoğraf makinesi büyük icatların çoğu gibi bir kişi tarafından icat edilmemiştir. Fikrin doğması,uygulanması,gelişimi,değişik kişilerin çalışmaları ve uzun aralıklı dönemlerin sonucudur.
11. ve 16. yüzyıllar arasında, insanlar "karanlık oda" fikriyle ilgili çalışmalar yapmışlardı. Gerçekte kağıt üzerine bir resmin "alınması" söz konusu değildi. 

1568 yılında Daniello Barbaro, "karanlık oda" adı verilen cihaza bir mercek ekledi. İlkel bir objektif niteliğindeki merceğin açılışı, görüntünün daha kesin olabilmesi için değişebiliyordu. 1802 yılında, Thomas Wedgwood ve Sör Humphrey Davy, ışığa karşı duyarlı bir maddeyle kaplı kağıt üzerine, kontak baskı yoluyla siluet ve görüntüler tespitine muvaffak oldular. Fakat baskı ömürlü değildi. 

1816 yılında, Joseph Niepce,bir mücevher kutusu ve bir mikroskoptan alınmış mercekle ilkel bir fotoğraf makinesi yapmayı başardı. Negatif bir görüntüyü tespit etti. William Talbot adındaki İngiliz, 1835 yılında,negatiften alınma ilk pozitif baskıyı yaptı. Görüntünün ömürlü (devamlı) olması sağlanabilmişti. 
l839�da,Louis Daguerre,gümüş plak üzerine görüntü aldı. Aynı çıkış noktasından temellenen çalışmalar birbirini izledi. Başlangıçta ağır adımlı gelişmeler bir sonrakine zincirlendi. 

En sonunda,1888 yılında,kutu fotoğraf makinesi piyasaya sürüldü. Bu makine,Kodak sistemini kullanan (Eastman Dry Plate and Film Company-Eastman Kuru Plak ve Film Şirketi) tarafından geliştirildi. Söz konusu makine, 100 pozluk filmle dolu olarak satıldı. Çekimden sonra, makine ve film Rochester'e gönderiliyor,burada film almıyor,banyo işlemi yapılıyor, makineye tekrar film doldurularak sahibine iade ediliyordu.